Sunday, March 25, 2012

Duygu Ayarı - Emotion Regulation

My quotations from: Emotion Regulation: Conceptual Foundations Date: 3/22/06
Alıntılarım :Duygu Ayarı: Kavramsal Temeller Tarih: 3/22/06
James J. Gross (Stanford Uni), Ross A Thompson (Uni of California, Davis)
...
Emotion Regulation and Related Processes
Duygu Ayarı ve İlgili Süreçler
...
emotion regulation refers to the heterogeneous set of processes by which emotions are themselves regulated. Emotion regulatory processes may be automatic or controlled, conscious or unconscious, and may have their effects at one or more points in the emotion generative process.
Duygu ayarı duyguların kendilerinin yönetildiği bir grup heterojen sürece işaret eder. Duygu ayarlayıcı süreçler otomatik ya da kontrol edilen, bilinçli veya bilinçsiz olabilir, ve duygu oluşturan süreçte etkilerini bir veya daha çok noktada gösterebilirler.
Because emotions are multi-componential processes that unfold over time, emotion regulation involves changes in “emotion dynamics” (Thompson, 1990), or the latency, rise time, magnitude, duration, and offset of responses in behavioral, experiential, or physiological domains.
Duygular zaman içinde açılıp dökülen çok-bileşenli süreçler olduğu için, duygu ayarı “duygusal dinamiklerde”, veya davranışsal, deneysel, veya fizyolojik düzlemlerde gecikme, yükseliş süresi, yükseklik, süre, ve yanıtların taban değerleri açısından değişiklikler içerir.
Emotion regulation may dampen, intensify, or simply maintain emotion, depending on an individual’s goals. Emotion regulation also may change the degree to which emotion response components cohere as the emotion unfolds, such as when large changes in emotion experience and physiological responding occur in the absence of facial behavior.
Duygu ayarı bireyin amaçlarına göre, duyguyu bastırır, yoğunlaştırır, veya yalnızca devam ettirir. Duygu ayarı duygu ortaya çıkarken duygu yanıtı bileşenlerinin bütünlüğünün ne derece değişeceğini belirler, örneğin yüzsel davranışların yokluğuna karşın büyük duygu tecrübesi ve fizyolojik yanıtların yaşanmasında olduğu gibi.
One as-yet unresolved issue is whether emotion regulation refers to intrinsic processes (Fred regulates his own emotions: emotion regulation in self), to extrinsic processes (Sally regulates Bob’s emotions: emotion regulation in other), or to both. In general, researchers in the adult literature typically focus on intrinsic processes (Gross, 1998). By contrast, researchers in the developmental literature focus more on extrinsic processes.
Henüz çözümlenmemiş bir sorun duygu ayarının içsel süreçleri(kişinin kendi duygularını ayarı) mi yoksa dışsal süreçleri(kişinin başkasının duygularını ayarı) mi, veya ikisini de mi belirttiğidir. Genellikle, yetişkinlere ilişkin araştırmacılar içsel süreçler üzerinde yoğunlaşırlar. Buna karşın, yetişme ve gelişime ilişkin araştırmacılar dışsal süreçlere...
Core Features of Emotion Regulation
...
Emotion Regulation and Related Constructs
Duygu Ayarı ve İlgili Yapılar
..., we see emotion regulation as subordinate to the broader construct of affect regulation. Under this broad heading fall all manner of efforts to influence our valenced responses (Westen, 1994).
..., duygu ayarını daha geniş bir yapı olan haz ayarının altında görüyoruz. Geçerli yanıtlarımızı etkilemeye yönelik çabalarımıza ilişkin bütün davranışlarımız bu geniş başlık altında yer alır.
... affect regulation includes (among other things) four overlapping constructs: (a) coping, (b) emotion regulation, (c) mood regulation, and (d) psychological defenses.
... haz ayarı (başka şeylerin yanında) dört üst üste binen yapı içerir (a) başetme, (b) duygu ayarı, (c) ruh haleti ayarı, ve (d) psikolojik savunma

Emotion Regulation Strategies
Duygu Ayarı Stratejileri
...These five points represent five families of emotion regulation processes: situation selection, situation modification, attentional deployment, cognitive change, and response modulation (Gross, 1998b).
...Bu beş nokta beş duygu ayarı sürecini temsil ederler: durum seçimi, durum değiştirimi, dikkatsel kullanım, muhakemesel değişim, ve yanıt dönüştürümü (Gross, 1998b).
...the first four emotion regulation families may be considered antecedent-focused, in that they occur before appraisals give rise to full-blown emotional response tendencies, and may be contrasted with response-focused emotion regulation, which occurs after the responses are generated (Gross & Munoz, 1995).
... ilk dört duygu ayarı ailesi, değerlendirmelerin tam-boy duygusal yanıt eğilimine yol açmadan önce oluşması nedeniyle, öngörüş-odaklı olarak değerlendirilebilirler, ve belki de yanıtlar yaratıldıktan sonra oluşan yanıt-odaklı duygu ayarı ile karşıtlaştırılabilirler.

Situation Selection
Durumsal Seçim
The most forward-looking approach to emotion regulation is situation selection. This type of emotion regulation involves taking actions that make it more (or less) likely that one will end up in a situation one expects will give rise to desirable (or undesirable) emotions.
Duygu ayarına en ileri-doğru bakışlı yaklaşım durum seçimidir. Bu tür duygu ayarı kişinin arzulanan duygularını harekete geçireceğini umduğu bir duruma düşme olasılığını arttıracak eylemler yapmasını içerir.
Another barrier to effective situation selection is appropriately weighing short-term benefits of emotion regulation versus longer-term costs. For example, a shy person may feel much better in the short term if she avoids social situations. However, this short-term relief may come at the cost of longer term social isolation.
Etkin durum seçimine bir başka engel duygu ayarının kısa-vadeli yararlarına karşın yol açabildiği uzun vadeli kayıplardır. Örneğin, çekingen bir insan sosyal durumlardan kaçınarak kısa-vadede kendini çok daha iyi hissedebilir. Yine de, kısa-vadeli bu rahatlık uzun dönemde yalnızlık karşılığında gelebilir.

Situation Modification
Durumsal Değiştirim
Potentially emotion-eliciting situations – such as the approach of the terrifying barber in
the example above – do not inevitably lead to emotional responses. After all, one can always ask to wait until a less frightening barber is free. Such efforts to directly modify the situation so as to alter its emotional impact constitute a potent form of emotion regulation.
Korkunç berberin çocuğun saçını kesmek için yaklaşması gibi potansiyel olarak duyguları ortaya çıkartacak durumların duygu yanıtlarına yol açması kaçınılmaz değildir. Hiç olmazsa, her zaman daha az korkutucu bir berberi beklemek istenebilir. Duygusal darbesini değiştirmek için durumu doğrudan değiştirmeye yönelik bu tür çabalar duygu ayarının olası bir şeklini oluşturur.

Attentional Deployment
Dikkatsel Kullanım
Situation selection and situation modification help shape the individual’s situation. However, it also is possible to regulate emotions without actually changing the environment. Situations have many aspects, and attentional deployment refers to how individuals direct their attention within a given situation in order to influence their emotions.
Durum seçimi ve durum değiştirimi bireyin durumun şekillendirmeğe yardımcı olur. Yine de ortamı değiştirmeden de duyguların ayarı mümkündür. Durumların bir çok yönleri vardır, ve dikkatsel kullanım bireylerin belirli bir durum içinde duygularını etkilemeleri için bunların bazılarına dikkatlerini nasıl yönlendirebileceklerine işaret eder.
Distraction focuses attention on different aspects of the situation, or moves attention away from the situation altogether, such as when an infant shifts its gaze from the emotion eliciting stimulus to decrease stimulation (Rothbart, this volume; Stifter & Moyer, 1991).
Dikkat dağıtış durumun başka yönleri üzerinde dikkat toplar, veya dikkati durumdan tamamen uzaklaştırır, bir çocuğun bakışının, onu uyaran duygu açığa çıkartıcı bir dürtüden uzaklaştırılışı gibi.
Distraction also may involve changing internal focus, such as when individuals invoke thoughts or memories that are inconsistent with the undesirable emotional state (Watts, this volume), or when an actor calls to mind an emotional incident in order to portray that emotion convincingly.
Dikkat dağıtış, bireylerin istenmeyen duygusal durum ile tutarsız düşünce ve duyguları harekete geçirişi gibi, içdünyadaki odağı değiştirişi içerebilir, veya bir aktörün bir duyguyu inandırıcı canlandırabilmek için bir duygusal olayı zihnine getirmesi gibi.
Concentration draws attention to emotional features of a situation. Wegner and Bargh (1997) have termed this “controlled starting” of emotion. When attention is repetitively directed to one’s feelings and their consequences, this is referred to as rumination. Ruminating on sad events leads to longer and more severe depressive symptoms (Just & Alloy, 1997; Nolen-
Hoeksema, 1993).
Konsantrasyon durumun duygusal özelliklerine dikkat çeker. Wegner and Bargh (1997) bunu duygunun “kontrollü başlatış”’ı olarak adlandırmıştır. Dikkat tekrarlarla kişinin duygularına ve sonuçlarına yönlendirildiğinde buna ‘kurmak’ denir. Üzücü olayların üzerinde uzun süreli durmak daha uzun ve ağır belirtili depresyonlara yol açar.

Cognitive Change
Muhakemesel Değişim
Even after a situation has been selected, modified, and attended to, an emotional response is by no means a foregone conclusion. Emotion requires that percepts be imbued with meaning and that individuals evaluate their capacity to manage the situation.
Bir durum seçildikten, değiştirildikten, ve izlendikten sonra bile bir duygusal yanıt hiç bir şekilde olmuş bitmiş değildir. Duygu algıların bir anlamla arınması ve bireylerin duruma hakim olup olamayacaklarını değerlendirmelerini gerektirir.
As described above, appraisal theorists have described the cognitive steps needed to transform a percept into something that elicits emotion.
Yukarıda açıklandığı gibi, değerlendirme teorisyenleri bir algının duygu ortaya çıkartacak bir şeye dönüşmesi için gerekli muhakemesel adımları tanımlamışlardır.
Cognitive change refers to changing how one appraises the situation one is in so as to alter its emotional significance, either by changing how one thinks about the situation or about one’s capacity to manage the demands it poses.
Muhakemesel değişim kişinin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendirdiğini değiştirmesi böylece ya durum hakkında nasıl düşündüğünü değiştirerek ya da durumun ortaya çıkardığı gerekleri kendisinin karşılama kapasitesi hakkındaki düşüncesini değiştirerek o durumun duygusal önemini değiştirmesidir.
One form of cognitive change that has received particular attention is reappraisal (Gross, 2002; John & Gross, this volume; Ochsner & Gross, this volume). This type of cognitive change involves changing a situation’s meaning in a way that alters its emotional impact.
Muhakemesel değişimin özellikle dikkat toplayan bir şekli yeniden-değerlendirmedir. Bu tür muhakemesel değişim bir durumun anlamının duygusal darbesini değiştirecek şekilde değiştirilmesini içerir.
Leading subjects to reappraise negatively valenced films has been shown to result in decreased negative emotion experience.
Denekleri gösterilmiş olan olumsuz çekicilikteki filimleri yeniden-değerlendirtmeye yönlendirmek olumsuz tecrübeleri azaltmıştır.

Response Modulation
Yanıt Dönüştürümü
In contrast with other emotion regulatory processes, response modulation occurs late in the emotion generative process, after response tendencies have been initiated.
Duygu ayarlayıcı süreçlere karşıt olarak, yanıt değişimi duygu oluşum sürecinde geç bir aşamada, yanıt verme eğilimi başladıktan sonra oluşur.
Response modulation refers to influencing physiological, experiential, or behavioral responding as directly as possible. Attempts at regulating the physiological and experiential aspects of emotion are common.
Yanıt dönüştürümü fizyolojij, tecrübesel, veya davranışsal yanıtlayışı mümkün olduğu kadar doğrudan etkilemeğe işaret eder. Duygunun fizyolojik ve tecrübesel yönlerini ayarlama çabaları bilinen şeylerdir.
Another common form of response modulation involves regulating emotion-expressive behavior (Gross, John, & Richards).
Bir başka yanıt dönüştürümü şekli duygu-ifadesi davranışının ayarını içerir.
A person may wish to regulate expressive behavior for many reasons, ranging from an assessment that it would be best to hide one’s true feelings from another person (e.g., hiding one’s fear when standing up to a bully) to direct prompts from a parent (e.g., in the barbershop example).
Kişi, bir başka kişiden duygularını saklamanın daha iyi olacağını değerlendirmekten (bir zorbaya karşı dikilirken korkuyu saklamak gibi) bir büyüğün çocuğa direktif vermesine kadar bir çok nedenden dolayı ifadesel davranışı ayarlamak isteyebilir.

Friday, March 02, 2012

Ego-kontrol and Ego-dayanıklılık (Ego-control and Ego-resilience)

Ego-control and ego-resiliency: ...– 2004
Ego-kontrol ve ego-dayanıklılık: ...

Tera D. Letzringa,*, Jack Blockb, David C. Fundera
a Department of Psychology, University of California, Riverside, CA 92521, USA
b University of California, Berkeley, USA

Abstract
Ego-control refers to the inhibition/expression of impulse and ego-resiliency (ER) to the dynamic capacity to contextually modify one’s level of ego-control in response to situational affordances (Block, J., 1950, 2002; Block, J.H., 1951; Block & Block, 1980).
...
Kısa Özet
Ego-kontrol tepki gösteriminin engellenmesini/gerçekleştirilmesini belirtir. Ego-dayanıklılık, karşılaşılan durumlara tepki olarak kişinin ego-kontrol seviyesini bağlamsal değiştiriş dinamik kapasitesidir.

1. Introduction
1. Tanıtım
...
Overcontrolled individuals characteristically contain impulse and affect across situations, even when
doing so may not be necessary. On the other hand, undercontrolled individuals characteristically express impulse and affect across situations, even when doing so may be inappropriate.
Aşırı kontrollü bireyler, gerekmese bile, durumlar karşısında tipik olarak tepki ve duyguyu sınırlarlar. Öte yandan, yetersiz kontrollü bireyler uygun olmasa bile, durumlar karşısında tipik olarak tepki ve duyguyu ifade ederler.

Highly ego-resilient individuals are characteristically able to modify their level of control, either up or down, as may be appropriate or necessary according to the situational context. Individuals with a low level of ego-resiliency are more restricted to the same level of impulse containment or expression regardless of situational demands.
Yüksek derecede ego-dayanıklı olan bireyler tipik olarak, duruma ilişkin bağlamın gerektirdiği şekilde ya da uygunlukta kendi kontrol seviyelerini yukarı veya aşağı değiştirebilirler. Düşük ego-dayanıklık seviyeli bireyler durumun gerekliliklerinden bağımsız olarak aynı tepki sınırlama veya ifade seviyesine daha çok kısıtlıdırlar..

1.1. Ego-control
1.1. Ego-kontrol
According to theory developed by Jack and Jeanne Block over several decades, the individual difference dimension of ego-control varies from overcontrol to undercontrol (Block, 2002; Block & Block, 1980).
Jack ve Jeanne Block tarafından onlarca yıllık bir süreçte geliştirilen teoriye göre ego-kontrolün bireysel farklılık boyutu aşırı kontrol ile yetersiz kontrol arasında değişir. (Block, 2002; Block & Block, 1980).

Overcontrolled individuals are conceptualized as relatively inhibited in action and affect-expressiveness to the point of at times being excessively constrained. They have difficulty making decisions, may unnecessarily delay gratification or deny themselves pleasure, are tightly organized, are insulated from environmental distractions, and are able to continue even repetitive tasks for long periods of time.
Aşırı kontrollü bireyler zaman zaman fazla tutuk olma noktasına varacak kadar eylemlerinde ve haz-ifadesinde nispeten kısıtlı tanımlanırlar. Karar vermekte güçlük çekerler, zevk almaktan kaçınırlar veya reddederler, sıkı şekilde düzenlidirler, çevresel dikkat dağıtıcılardan etkilenmezler, ve sadece tekrar içeren işleri bile uzun süreler için yapabilirler.

At the other extreme, undercontrolled individuals characteristically express affect and impulses relatively immediately and directly even when doing so may be socially or personally inappropriate. They are relatively unable to delay gratification, have fluctuating emotions, and are spontaneous, easily distracted, and relatively unbound by social customs (Block, 2002; Funder & Block, 1989).
Öbür uçta, yetersiz kontrollü bireyler tipik olarak haz ve tepkilerini sosyal açıdan veya şahsen uygunsuzsa bile nispeten anında ve doğrudan ifade ederler. Memnuniyetlerini geciktirmekte nispeten yetersiz kalırlar, değişken duyguları vardır; o an içten gelen, kolaylıkla dağılan ve sosyal geleneklere nispeten az bağımlı(Block, 2002; Funder & Block, 1989).


The consequences of characteristic overcontrol or undercontrol may be adaptive or maladaptive depending on circumstances. Overcontrol may facilitate disciplined and directed behavior, which can be advantageous in some situations. In other contexts, where delaying gratification and pleasure is unwarranted or psychologically undesirable, overcontrol is likely to be detrimental to personal and often societal fruition.
Tipik aşırı kontrol ya da yetersiz kontrolün sonuçları koşullara bağlı olarak uyumlu veya uyumsuz olabilir. Aşırı kontrol disiplinli ve yönelimli davranışı kolaylaştırabilir ki bu bazı durumlarda avantajlıdır.
Başka bağlamlarda, tatmin ve memnuniyetin garanti edilmediği veya psikolojik olarak istenmediği durumlarda, aşırı kontrol şahsi ve sıklıkla sosyal tat almağa zarar verir.

In parallel, undercontrol can facilitate the expression of warmth, friendliness, and spontaneity, which are likely to be advantageous in promoting intimacy and the enjoyment of life. However, undercontrol can be maladaptive when it leads to erratic, unorganized, or dangerous behavior.
Koşut olarak, yetersiz kontrol hayatın tadını çıkarmak ve yakınlık kurmağı ilerletmede üstünlük sağlayıcı, sıcaklık, arkadaşcanlılığı vermeği, ve o an içten gelmeliği kolaylaştırır. Yine de yetersiz kontrol hatalı, düzensiz, veya tehlikeli davranışlara yol açtığında uyumsuzlaşabilir.

1.2. Ego-resiliency
1.2. Ego-dayanıklılık
According to the Blocks’ theorizing, ego-resiliency is the ability to adapt one’s level of control temporarily up or down as circumstances dictate (Block, 2002; Block & Block, 1980).
Block’un teorisine göre ego-dayanıklılık birinin kontrol seviyesini koşulların belirlediği şekilde geçici olarak aşağı ya da yukarı uyarlamasıdır (Block, 2002; Block & Block, 1980).

As a result of this adaptive flexibility, individuals with a high level of resiliency are more likely to experience positive affect, and have higher levels of selfconfidence and better psychological adjustment than individuals with a low level of resiliency (Block & Kremen, 1996; Klohnen, 1996).
Bu uyumsal esnekliğin sonucunda, yüksek seviyeli dayanıklılık sahibi bireyler düşük seviyede dayanıklılık sahibi bireylere göre olumlu haz yaşarlar, ve daha yüksek seviyede kendine güven duyarlar ve psikolojik olarak kendilerini daha iyi ayarlar.

When confronted by stressful circumstances, individuals with a low level of resiliency may act in a stiff and perseverative manner or chaotically and diffusely, and in either case, the resulting behavior is likely to be maladaptive (Block & Kremen, 1996).
Bunalımlı koşullarla karşılaştıklarında düşük seviyeli dayanıklık sahibi bireyler katı ve ısrarcı bir tavırla veya öngörülemeyen ve dağınık davranabilirler, ve herhalükarda, sonuç davranış uygun olmaz (Block & Kremen, 1996).