Monday, July 06, 2009

Gürültünün Gerekliliği (I ve II)

Gürültü nedir? Gürültü bir eşiktir, bir sınırdır. Bir işaretin belirlenebilirliğinin kaybolduğu bir sınırdır. Burada, işaret bir amacı ya da değeri olan anlamlı bir faaliyettir. Bir barda oturan bir grup insan, birbirleri ile konuşurken barın sessiz haline ya da çalan müziğe göre fazla olan bir gürültü seviyesi yaparlar. Gürültü soyut anlamlar taşıyabilir ve kamuoyu anketlerinde gürültü ya da bir konuda karar verirken kararı zorlaştıran ilişkisiz bilgi gürültüsü gibi…

Eğer beynimizdeki sinir ağlarını düşünecek olursak, bu devreler bilgi kirliliği içeren giriş verileri alsalar da,
Yani çok açık olmayan durumlarda da doğru kara verebilirler.

Gizemli, bir şekilde, gürültü neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyebilir çünkü karar alınan koşulları belirler. Gürültü, konuya göre neyin ilişkili neyin ilişkisiz olduğunu belirler, kararı belirleyen unsurların sınırlarını belirler.

Gürültü karar vermek için gerekli eşiği belirler. Çevremizdeki olgular üzerinde izlenimlerimizin açık olmadığı durumlarda, çevre koşullarımızı değiştirerek olguları daha açık görmeğe çalışırız. Aslında, sorunları çevremizdeki gürültü seviyesini yarlayarak çözeriz. Çevremizden gelen işaretler tamamen net olmadığı zamanlar gürültü sağlıklı kararlar vermemiz için gerekli olabilir.

GÜRÜLTÜNÜN GEREKLİLİĞİ - II

Bir keman solisti konçerto çalarken orkestra belirli yerlerde durur ve ona ustalığını göstermesi için imkan tanır. Solist genellikle süratli çalınan ve icrası ustalık isteyen zorluklar içeren geçitler çalar. Çalış hızı arttıkça vücudu ile sallanarak ifade ettiği görsel unsurlar azalır. Konsantrasyonunun tamamı yayı ve kemanına yoğunlaşır. Hatta yay hareketlerini de azaltarak geniş hareketlerden kaçınır. Konsantre olan insan gereksiz hareketlerden kaçınır, enerjisini tamamen üzerinde çalıştığı işe yoğunlaştırır.

Konuya bir de gürültü açısından bakarsak, zor bir işi becermek için konsantre olan insan hareketlerindeki gürültü/işaret oranını azaltır. Gürültü belirli bir amaca yoğunlaşmamış dolayısı ile ‘ziyan edilmiş’ bir enerjidir bir bakıma…
Gürültü bir eşiktir. Anlamlı bir işaretin duyulmaz hale geldiği, anlamını yitirdiği, diğer sesler arasında kaybolduğu bir sınır. Gürültülü bir ortamda bizi çağıran kişinin sesini bize duyurması için gerekli ses şiddeti eşiği gibi…

İnsan algılaması bir bütün olarak, duymak duyusunda olduğu gibi adaptif. Belirli şiddette bir sesi duyduğumuzda kulağımız ona alışır ve eskisi kadar ondan rahatsız olmaz. Daha da önemlisi o ses şiddetinin altındaki sesleri daha zayıf duyar.
Duymak duyusunun özellikleri genel olarak insan algılaması için de geçerli. Örneğin, bir toplumda siyasi olarak yaratılan ortam gürültüsünün seviyesinin yükselmesi o toplumun bazı olayları algılama gücünü azaltır.

Gürültünün eşik etkisinin güzel bir uygulaması panik riskini azaltmak için kullanılır. Telefrik ve uçak gibi araçlarda hafif bir müzik çalınışı kişinin algılama seviyesine ilişkin eşiği yükselterek gereksiz korku düşüncelerine kapılmasını engelleyici etki yapar.

Gürültü tatil kasabalarındaki barlarda ses şiddeti ve içerik olarak öyle seçilir ki kişinin hiçbir şey düşünememesine hizmet eder. Bu durumda eşik o kadar yüksektir ki kişinin düşünmesi mümkün değildir. Seçilen müzik içeriği de bu durumu güçlendirecek şekilde basittir ve tekrarlar içerir.

Bazı uçak kazalarında pilot kabininde pilotlar ve diğerleri arasında derinleşen sohbetlerin kötü etkisi olduğu görülür. Amaca uygun olmayan konular gürültü olarak değerlendirilirse, oluşan algılama eşiği o kadar yükselir ki pilotlar asli görevlerine ilişkin olguları algılayamazlar. İlginin bir amaca adanması yetmez, bir nedenle atanabilir olması da zorunludur. Sorumluluk kişinin kendisini hem bir amaca adamasını hem de her an bu amacın gereğini yerine getirebilecek uyanıklığı korumasını gerektirir.

Sevgi saygı ülkemizde ‘çok’ önemli gelenekler… Fakat ülkemizde her sene normalin üzerinde sayıda trafik kazası oluyor. Acaba bunlarda şoförün konuşma vb nedenlerle dikkatinin dağılması, algılama eşiğinin yükselerek olayları algılamasının etkisi az mı? Avrupa deyişi ile ‘Otomobil yalnız şoför tarafından değil içindekiler tarafından hep birlikte kullanılır’. Maalesef özellikle bizim yaşlı kuşağımız hala FAYTON KÜLTÜRÜ ile hareket ediyor arabaya bindiklerinde. Ulaştırma Bakanlığımız otoyollar, uçuş hatları inşa etmek ile meşgul. Acaba bir yandan kendi kültürümüzün değerlerini koruyup dönüştürerek öte yandan topluma modern ulaşım kültürünü kazandırmak kimin görevi?

Gürültü eşiği doğru seçildiğinde aşırı kontrol içeren muhakeme gücünü azaltabilir. Bu durum düşünürken hep akla takılı bir izi takip etmektense bilinçaltımızın ortaya çıkaracağı bir alternatife olanak sağlayabilir. Bir diğer işlevi de sonuca hemen gidilmesini engelleyerek muhakemede geciktirici bir etki yapması olabilir. Bir meslektaş ile birkaç kelime sohbet etmek farkında olmadan bilinçaltımızın sorunu çözmesini sağlayabilir.

Her işi yapmak için uygun bir/birkaç gürültü seviyesi vardır. Bu gürültü seviyesini o işin yapımını yüklenmiş yönetici kişi seçmeli.