Wednesday, May 10, 2006

RAHAT DİKKAT

RAHAT DİKKAT
Ali Riza SARAL

Rahatlık gevşeme, kendini bırakma ve sonuçta uykuya dalmayı içerir. Dikkat enerjiyi toplama, bir şey fark ettiğinde irkilme ve çok uyanık olmayı içerir.

Rahatlık ve dikkat bir bozuk paranın iki yüzü gibidir. Bir alanda uzman olabilen kişinin ulaştığı ilk yetkinliği RAHATLIKtır: Usta her zaman işini “çok kolay” yapıyormuş gibidir. İkinci yetkinlik ise bütünüyle adanmış DİKKATtir. Usta icracıların “herşeylerini verdikleri” değişmez bir olgu. Gerçekte rahatlık ve dikkat birbirlerini karşılıklı desteklerler. Birey konuyla ilişkisiz gerilimi gevşeterek, tüm enerjisini ve dikkatini elindeki görevlere doğru serbest bırakabilir. Herhangi bir ustaca icrayı- bir ritmik golf vuruşu, nefes kesici bir bale sıçraması, bir virtüözün keman solosu-izleyiniz, rahatlıyarak dikkat toplamanın önemine şahid olacaksınız.

Ve aynı şey en yüksek yeteneğimiz olan düşünme içinde doğrudur. Rahatlık genel olarak düşünme için de önemlidir çünkü biz beynimizle olduğu kadar vücudumuzla da, yani bütün varlığımız ile düşünürüz. “Hiçbir şey” der Harold Reg “bedenimizin oynadığı kadar temel bir role sahip değildir. Onunla yalnız hareket etmeyiz, onunla düşünürüz, onunla hissederiz, onunla hayal kurarız.” Aşırı sertleşmiş adeleler dikkati dağıtır, kan dolaşımını engeller, enerjiyi israf eder, sinir sistemini strese(baskı altına) sokar: kasılmış vücut, kasılmış düşünceler. Bu arada hatırınızda olsun, tamamen rahat kişi uyanık olsa bile hiçbir şey düşünemez. Fizyolojistler zihinsel faaliyetlere katılabilmek için bir miktar adele geriliminin zorunlu olduğunu göstermişlerdir.

Bellek, Aldous Huxley’in bize hatırlattığı gibi, çok benzer bir tavır ile çalışır: “Herkes bir ismi unutma tecrübesini hatırlar, onu yakalamak için yırtınıp, başkasının önünde utançla başarısız oluşumuzu. Ondan sonra, eğer sağduyu sahibiyse kişi, hatırlamaya çalışmayı bırakacak ve zihninin uyanık bir pasiflik içine dalmasına müsaade edecektir: isim kendiliğinden bilinç üstüne çıkacaktır. Bellek en iyi, zihin dinamik bir rahatlık içinde iken çalışır gibi gözükmektedir.”

Bir görevi gerçekleştirmek için seçilen rahatlık ve dikkat arasındaki denge bu göreve uygunsa rahat dikkat oluşur. Bernard Gunther Duyu Rahatlığı adlı kitabında bu göreli dengeye “optimal tonus” (ideal üslup) adını verir. Edmund Jacobsen, Rahatlamalısın adlı kitabında, buna “differential relaxation” (farksal rahatlık) adını verir. Her iki kavram da eldeki göreve dinamik ve ekonomik olarak uyum sağlayan, hiçbir zaman gereksiz yere kendini zorlamayan ya da germeyen insan organizmasını tanımlamaktadır.

Experiences in Visual Thinking
Robert H. McKIM
Stanford University

Not:
İzmit’teki helikopter kazasının hatırlattığı bir dilek, önce basınımızın yetkili mercilerine sonra da yüce Allah’tan bir dileğim var. Kaza mahallinde (hem hava hem diğer) istediğiniz her detayın filmini çekiniz. Fakat size yalvarırım çektiğiniz herşeyi bir uzmana danışmadan göstermeyiniz. (Eski bir kaza ile ilgili) Eşinizin çizmesini Tv’de görüp, tanımak ister miydiniz? Ölen, şehit olan kişi vücudunu, canını kaybetmiş, en azından geridekilerin belleklerinde bıraktığı anılar, hoş bir seda var. Lütfen o aziz ruhu rahatsız etmeyelim. Ölenlerin vücut ve kişisel bütünlüklerine saygı gösterelim, itina gösterelim.

Havacılıkta kaçınılmaz bir kazanın gelmelte olduğu VARSAYILIP herşey onu geciktirmek ve sonuçlarını en küçüğe indirgemek için yapılır. 1990’larda Hollanda’da bir El Al kargo uçağı kazası olmuştu… Bu esnada görev yapan EUROCONTROL Maastricht kontrolör kadrosu kısa süre içinde tümüyle değiştirilmiş yerlerine yeni kadro kontrolörler konmuştu… Basınımız da kaza durumlarına ilişkin tedbir ve eğitim çalışmalarını yapmalıdır.

Ali R+ SARAL